AktüelGenel

AVM’ler Hayatımızın Neresinde?

Paylaş

AVM’LER ALIŞVERİŞ İÇİN KULLANILMIYOR 

Alışveriş merkezlerinin her yerde türediğini fark ettiğim andan itibaren bu durumu etraflıca incelemeye karar verdim. Karanlık bir gelecekle ilgili düşünceler kafamda ardı ardına sıralanırken içlerinde AVM’lerin insanlar için birer oturma odasına, birer bahçeye, kıra dönüştüğü senaryosu da vardı.Gerçekte neyle karşı karşıya olduğumuzu anlamak için alışveriş davranışlarını ve AVM’leri araştırdım ve küçük bir anket çalışması yaptım. Sonuçlar gösteriyor ki, alışveriş merkezleri sadece alışveriş yapanlar için değil herkes için uğrak birer mekan. 

“KAFAMIZI SOKACAK BİR YER” 

Haftanın farklı günlerinde AVMlerin çevresindeki 400 insana AVM’lere gitmelerinin ilk nedenini sorduğumda katılımcıların %36’sı nedenlerinin “arkadaşlarıyla buluşmak” olduğunu söyledi. “Alışveriş yapmak” seçeneğiyse katılımcıların %24’ü tarafından seçildi. Bu demek oluyor ki, insanların 3’te 1’inden fazlası AVM’leri bir toplanma mekanı olarak kullanıyor. Hatta görüştüğüm genç grupları arasından bir kişi bana, “AVMye geliyoruz çünkü kafamızı sokacak bir yer oluyor, içerisi sıcak.” dedi. Bir çok AVM’nin kapalı alan sunduğu düşünülürse mantıksız bir gerekçe değil. 

WINDOW SHOPPER KLİBİ ŞARKISI HER GÜN GERÇEK OLUYOR 

Yaptığım araştırmaya göre AVMlere giden insanların büyük bölümü sadece “ne var ne yok” görmeye gidiyor. Sadece alışveriş yapmak için gelip gelmedikleri sorulduğunda katılımcıların %62’si olumsuz yanıt verdi. Bu sonuç bana 50 Cent’in ünlü Window Shopper şarkısını hatırlattı. Herkes bakıyor ancak bazıları alabiliyor. Yani genellikle cama simit banıyoruz. 

Veriler ayrıca AVM’lerde geçirilen zaman hakkında da fikir veriyor. İnsanların dışarıda gezmeyi ve zaman geçirmeyi çok sevmesi elbette şaşırtıcı değil. Katılımcıların büyük çoğunluğu AVM’lerde 3 saatten fazla zaman harcıyor. 259 katılımcı bu sürenin tamamını binanın içinde geçirdiğini belirtti. Bir filmi izlemenin bile neredeyse 3 saat sürdüğü düşünülürse normal gelebilir. Ancak kafamı kurcalayan sorulardan bir tanesi insanların bu şekilde yoğunluklu olarak bulunduğu mekanlarda ne tür davranışlar kazandığı.

Davranışlarda gelişen bir tektipleşmenin olduğunu seziyorum. Sadece alışveriş davranışlarından bahsetmiyorum elbette. Bu tür büyük kapalı mekanların gözetleme sistemleri ve kontrol makineleri için neredeyse laboratuvar niteliğinde olduğu ortadadır. Her yerde kameralar var. Kalabalık güvenlik ekipleri, mağaza çalışanları, uyarı levhaları, hassasiyetle ayarlanmış müzik listeleri, birbirinin aynısı oturma yerleri…  Bunların hepsi aynı. Peki birbirinin aynı olan bu sistem karşısında insanın davranışlarının gereğince ayarlanması nasıl mümkün olmaz?  

Birde dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden birine göz atalım. AVMlerle ilgili 1991 tarihli bir makale dahi “Bazı AVMler o kadar büyük ki, birer topluluk sayılabilir. Şikago’daki Water Tower’da oteller, restoranlar, ofisler, mağazalar ve evler var. The West Edmonton Mall, dünyanın en büyük AVMsi’nde 800’den fazla mağaza, buz pisti, 24 sinema salonu bulunmakta” diyor. Yani dönüşümün çok daha köklü olduğunu kavramak gerekiyor. 

The West Edmonton gibi Kapalı Çarşı da zamanının en büyüklerinden biriydi. Şu anda 3600 kadar mağaza bulunuyor.Konuştuğum Ramazan adında bir tezgahtar Kapalı Çarşı’yı ayakta tutanın daima turistler olduğunu söyledi. Nusret’in yeni açılmış şubesi önünde konuşurken de “Ünlü ne varsa görmek istiyorlar tabii. Nusret’in müşterileri rahatsız olmasın diye arka kısımda bulunan iki kapıyı mühürletmek için büyük para döktüğünü biliyor musun?” dedi. 

Bir halı satıcısı olan Metin ise “Bizim için kriz olmaz, burası her zaman hareketlidir.” O anlatmaya hevesliydi, anlattı da anlattı, ailesini, tanıdıkları, turist hikayelerini… O bir yandan anlatırken ben ara ara kendi kendime dalıp gitmeden edemedim. Bu mekanların geleceğinde bizi neler bekliyor? Yaşadığımız yerler düşüncelerimizi nasıl şekillendiriyor? Orta sınıfın cebindeki paralar niçin çoğunlukla ay sonunu görmüyor? Bilmiyorum, belki de ben fazla düşünüyorumdur, yaşayıp göreceğiz. Ama hayır fazla düşünmek diye bir şey yoktur, yeterince iyi düşünemiyoruzdur, o yüzden, görüp yaşayacağız. 

Yazar: Ahmet Yıldırım

Tags: , , , ,
Sürveyans Kapitalizm nedir?
Renklerin Sarıp Sarmaladığı Bir Cami Nasırülmülk Camii

En Çok Okunan

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Menü