Siyaset

Bobby Sands, İrlanda’ya Adanmış Mücadele Dolu Bir Hayat

Paylaş

Bobby Sands Kimdir?

Siyasetçi ve devrimci olarak bilinen Bobby Sands aynı zamanda bir şair, futbolcu ve yazdığı şarkılarıyla İrlanda halkı için ölümsüzleşmiş bir karakterdir.

Çocukluk

İrlandalılar için önemli bir figür olan Bobby Sands 9 Mart 1954’de mütevazi bir ailede doğdu. İkinci dünya savaşının sona ermesi nerdeyse 10 yıl olmuşken, ortalık “Kuzey” İrlanda’da o kadar sakin görünmüyordu.. Çünkü 2 Katolik başına 3 Protestan düşüyordu…

İngilizlerin yapmış olduğu yerleşim birimleri ile Katolik İrlandalılara nefes aldırmak ve kendi topraklarında söz sahibi olmasını engellemek bu ezilen halka reva görülen ve yıllardır süregelen bir politikaydı. Neden mi? Türkiye için boğazlar ne kadar stratejik öneme sahipse Kuzey İrlanda’nın konumu da Birleşik Krallık için bir o kadar öneme sahip.

Sands ailesi dinsel ritüellerini içlerinde yaşadıkları için Protestan komşuları ne olduklarını uzun bir süre çözememişti. Fakat sonunda yan evde oturan komşuları Sands ailesinin mezhebini keşfetti ve böylece tacizler başlamış oldu. Nasıl mı tacizler? Gündüzleri duvarlara çekiçle vurmalar, annesi Rosaleen çamaşırlarını asmaya çıktığında kadın da benzer çamaşırları asıyordu, camlarını silerken o da siliyordu..

Aralık 1961’de Sands ailesi on dört bin kişilik ama bu sefer üçte biri Katolik olan konutlara taşındılar. Bobby çocukluk yıllarında eve gelmeyen, komşu çocuklarla sürekli kavga eden, futbol ve koşu hastası biriydi. Aynı zamanda kız kardeşlerine karşı düşkün, son derece korumacıydı. Hiçbir zaman hevesli bir öğrenci olmadı, aklı takım sporlarındaydı.

bobby sands

Ön sırada sağdan üçüncü olan

 

Gençlik

Evet Bobby’nin gençlik yılları yoktu, dönem izin vermiyordu kaçamaklar yapmasına, maça gitmesine, aşık olmasına.. Mezhepçi Kai, Katolik ev ve işyeri sahiplerinden kurtulmak için organize bir kampanya yürütmeye başlamıştı. Protestanları korumak için geceleri levye ve silah yüklü arabalarla sokaklarda devriye geziyorlardı. Pek çok Protestan güvende hissederken Katolikler ise korku içindeydi. Polis ve İngiliz ordusu bu kanunsuz teşkilata karşı üç maymunu oynayıp, gizliden gizliye destekliyorlardı. Kai eğer bir evi veya işyerini basacaksa bir önceki geceden “X” şeklinde çarpı koyuyordu. Böylelikle bu evlerdeki Katolikleri öldürmeden temizleyip yerine Protestanları yerleştiriyorlardı. İngiliz askerleri, İrlandalı gençleri kol ve bacakları açık şekilde duvar önüne diziyordu. Böyle bir ortamda politik olmamak imkansızdı ve Bobby IRA’ya katıldı.

Ratcole çocuklarıyız, gürdür sesimiz,
Feinan’ları kovalarız yolun sonuna dek,
Fenian canı alırız 45’lik fişeklerimizle,
Çünkü Biz K-A-I’yiz!

Yerel bir mezhepçi şarkı.

 

Devrimcilik

Bobby’nin çocukluk yıllarında yerinde duramayan biri olduğundan bahsetmiştik. Bu IRA’ya katıldığında’da değişmedi. Evi terk etti ve IRA evlerinde kalmaya başladı. Hayat oldukça zordu, IRA kıt kanaat idare edecek kadar bir haftalık veriyordu. O zamanlar en sevdiği aktivite ise şehir merkezindeki Keenan’s Bar’a gidip bira içmekti, çünkü yasal yaş sınırının altındaydı ve bir tek orası bira veriyordu. Bobby’nin IRA içerisindeki görevi ise para bulmaktı.

İlk eylemini benzin istasyonu soyarak gerçekleştirdi, bir sonraki eylemi ise odasının kirasını almaya gelen kadının paralarını almaktı. Ama kadın cesur çıkmıştı, kaçtı ve olanları polise anlattı. Ertesi sabah polis baskın yaptı, Bobby yoktu ama evde cephane vardı. Böylece Bobby artık bir kanun kaçağıydı. Kanun kaçaklığı ise sadece beş gün sürmüştü. Polisler oldukça nezaketliydi(!) sorguda ağzı burnu dağılana kadar darp edilmişti. İngiliz polisi Bobby’e başka suçları da yıktı ama Bobby hiçbir arkadaşlarının ismini vermedi.

Böylelikle hapishane günleri başladı, Long Kesh hapishanesi IRA militanlarının kendilerini geliştirdikleri bir üniversite gibiydi. Burada İrlanda’nın geleceği, IRA’nın yöntemlerini, Dünyanın başka yerinde olan hareketleri inceleyip, tartışmaya fırsat buluyorlardı.

Bobby’nin favorisi Che Guevaraydı. Aynı zamanda anadili olan İrlandacayı geliştirmeye çalışıyordu, gardiyanlar tarafından daima dinlendikleri için tek çare İrlandacaydı. Çok sıkı dostluklar edindi burda. Onlardan biri hiç şüphesiz Gerry Adams’dı. Kendisi ile çok şiddetli tartışmaların içine girerdi, ikisinin de derdi davalarıydı.

3 yıl aradan sonra hapishaneden çıkmıştı Bob, Twinbrook’a mücadeleye daha sıkı bir şekilde dönmüştü. Ve tabii aynı şekilde hapishaneye dönmesi de.. Bu sefer iş çok ciddiydi, bombalamadan, adam öldürmeden içeri almışlardı. Yeni mekanları ise H blokları olmuştu. H blokları denilmesinin sebebi ise yukarıdan bakıldığında H harfine benzemesiydi. Bu sefer İngilizlerin hiç merhameti yoktu, dayak, işkence ve kriminalizasyon başlamıştı.

Ya o H tipi hapishaneler, Roy
Orada tuttuğun çıplak adamlar?
“Bilmiyor musun ki? Dedi Tanrı “Seyrettim ben onları,
Ağladıkları geceler boyu
Roy, zulmettin onlara
Ve onca yıl boyunca tuttun orada,
Çıplak ve acılar içinde,
Milyonlarca gözyaşı döktüler.”

 

Petrus “Ne yapılacak?” diye sordu
“Bir yolunu bulmalısınız Efendimiz”
“İlahi adalet” dedi Tanrı
“Onu 5 Nolu H Tipine gönderin!”

Bob ve arkadaşlarının inancı tamdı ve bu yapılanlara karşı Battaniye eylemlerini başlattılar. Çırılçıplaklardı çünkü dayatılan tek tip mahkum üniformasını giymek istemiyorlardı, kendileri siyasi mahkumlardı. Talepleri vardı:

  1. Tek tip üniforma yerine sivil kıyafet giyilecek
  2.  Hapishane işleri yaptırılmayacak;
  3. Tam remisyon;
  4.  Ziyaretler, eğlence ve eğitim imkanları;
  5.  Özgür Birleşme;

İngilizler ise bunların hiçbirini kabul etmeyerek kararlılıklarını sürdürdüler. Battaniye adamlar eylemlerine bir de pislik eylemi eklediler. Dışkılarını kaldıkları hücrenin her yerine sürerek, sıva yaparak gardiyanların direncini düşürmeye çalışıyorlardı. Yaz mevsimi gelince koku ve sıcaklık çekilmez oldu, morallerini yükseltmek için sürekli konserler veriyordu, hikayeler anlatıyordu Bob. Ve en sonunda ses getiren o eylemi başlattı: Açlık Grevi.

Bu greve girerken öleceğini biliyordu ve bu inançta olan kişilerle bu işe girişti. Dönüşü yoktu, ya istediklerini alacaklardı ya da tabut ile çıkacaklardı. Dışarıyla iletişimi tuvalet kağıdına yazdığı yazılarla sağlıyordu, aynı zamanda iyi bir şair olmuştu. Kamuoyunun desteği artmış, hatta ve hatta kendisi milletvekili adayı olup, seçilmişti. Seçildikten hemen sonra ise hayata gözlerini yumdu… Annesine son sözleri “sen dünyanın en iyi annesisin, hep yanımda durdun.” oldu…

açık grevi Bobby Sands

Açlık Grevi Duyurusu

 

Kendisiyle birlikte ölüm orucuna giren 9 arkadaşı daha hayatını kaybetti ve mücadelesi İrlanda sınırlarında kalmayıp Dünyanın her yerinde duyuldu. Birleşik Devletler, Küba, İran ve Türkiye bunlardan bir kaçı. Türkiye’de ilk açlık grevinde olan mahkumların aralarındaki parolası belliydi: Bobby Sands, İrlanda için adanmış mücadeleyle dolu bir hayat..

 

Yazar: Mehmet Emre Yurga

Kaynaklar:

  • O’Hearn, N (2014), Yarım Kalmış Bir Şarkı, Yordam Kitap
  • Sands, B (2016), Hapishane Şiirleri, Ve Yayınevi
  • Sands, B (1996), Hücremde Bir Gün, Sosyalist Yayınlar
Tags: , , ,
Doktorlar Neden Kötü El Yazısı Yazarlar?
Alkol İçtiğimizde Midemiz Neden Bulanır?

En Çok Okunan

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Menü