Dünyanın en sevgi dolu kabilesi olarak bilinen Himbalar bir çok toplumsal kuralıyla modern toplumdan ciddi şekilde ayrışıyor. Bir himba kadını hamile kalmak istediğinde bir ağacın altına oturup ilham şarkısı duymayı bekler, zihninde şakıyan ilham şarkısı ona cocuk yapmasının habercisi olacaktır. Bir diğer ilginç durumu ise himba çocukları yaş günlerini doğdukları gün değil annelerin ilham şarkısını söylemeyi öğrendikleri gün kutlarlar.
Bu şarkı onlar için o kadar önemlidir ki, içlerinden biri bir suç işlediğinde Himbalar o kişinin etrafında bir çember oluşturup bu şarkıyı söylerler. Buradaki amaç kişiyi cezalandırmak değil ona özünü hatırlatmaktır. Himbalar sevgiyi hayatlarının her alanında birinci unsur olarak kullanırlar.
Afrika‘nın her yerinde, Himba gibi bazı kabileler hala atalarının geleneklerine göre saygı duyuyor ve yaşıyor. Diğer örnekler Kenya’daki Masai kabilesi, Kongo’daki Pigmeler veya Mali’deki Dogon Vadisi’ni evlerine çağıran birçok kabiledir. Ancak, beni en çok ilgilendiren kuzeybatı Namibya’daki Himba kabilesi.
Himba nasıl ortaya çıktı?
Himba halkının ilk yerleşimleri, Angola sınırını geçip yeni anavatanları olarak Kaokoland’ı (bugünlerde Kunene bölgesi olarak adlandırılır) seçtikleri 16. yüzyılın başlarına kadar izlenebilir. O zaman, Himba kelimesi yoktu, çünkü kendilerini Herero kabilesinden henüz ayırmamışlardı.
19. yüzyılın sonunda, Namibya amansız bir salgın ile boğuştu. Herero’nun bağlı olduğu sığırların çoğu yok oldu ve kabile büyük bir krizle karşılaştı. Daha sonra, kabile güneye taşındı ve hayatta kalma şanslarını artırmak için farklı bölgeleri keşfetmeye başladı. Yine de, bazı üyeler kalmaya ve tanıdık bölgelerde hayatta kalmak için mücadele etmeye karar verdi. Sonra orada, iki kabileler arasındaki ayrılık bir gerçeğe dönüştü ve Himba kimliği ortaya çıktı.
Otjiherero dilinden tercüme edilen Himba kelimesi dilenci anlamına gelir. Neden bu biraz aşağılayıcı ismi miras aldılar? salgından sonra, kalanların çoğu büyük Kaokoland’da sığır ve ekin arayışında dolaşırken diğer arkadaşlardan veya diğer kabile üyelerinden yardım istedi.
Kırmızı hardal
Himba’nın ünlü kırmızı hardal kreması, hardal taşını (Hematit) küçük parçalara ayırarak yapılır. Bundan sonra, parçalar tereyağı ile karıştırılır, duman kullanılarak hafifçe ısıtılır ve cilde uygulanır. Kabilenin büyükleri ile yapılan birçok görüşmeden sonra, kırmızı hardalın ana nedeninin erkekler ve kadınlar arasında bir fark yaratmak olduğu sonucuna varıldı. Dahası, kırmızı tabaka kavurucu güneş radyasyonuna karşı yardımcı olurken, cildi temiz ve nemli tutar ve bir dereceye kadar vücuttaki saç büyümesini engeller.
Resimdeki kadınların kafasının üstünde Himba tacı olan Erembe’yi görüyorsunuz. Bu taç inek veya keçi derisinden yapılır ve bir kız ergenliğe ulaştığında kafasına yerleştirilir. Bununla birlikte, kırmızı okra, kızlar hijyenik olarak kendilerine bakacak kadar yaşlandığında uygulanır. Kabilenin adamları derilerine kırmızı aşı boyası uygulamıyorlar.
Yulaf lapası kürü
Himba halkı yulaf lapası ile beslenir. Her sabah ve akşam biraz su ısıtırlar, kaynamaya kadar beklerler ve içine biraz un koyarlar, belki biraz yağ ve yiyecek ilave edilirler. Un çoğunlukla mısırdan geliyor, ancak zaman zaman biraz mahangu unu da bulabilirsiniz. Mahangu inci darı için başka bir isimdir; Düşük doğurganlığa sahip topraklarda iyi performans gösterdiğinden Namibya’da yaygın bir üründür. Düğün gibi nadir durumlarda, Himba et yer, ama bu bir kuraldan çok bir istisnadır.
Kutsal ateş / Yüce varlık (Mukuru)
Himbas animisttir ve onların yüce varlıklarına Mukuru denir. Tanrıları ile iletişim kurma biçimleri kutsal ateşten geçer. Kutsal ateşin dumanı, Yüce Varlık ile doğrudan temas halinde olan ataları ile iletişim kurmalarını sağlayan cennete doğru yükselir. Her köyde, kutsal ateşin yaktığını görürsünüz, yanında bazı odun kütükleri, gerektiğinde yangını beslemek için kutsal bir taşa konur. Dışarıdan biriyseniz ya da köye davet edilmediyseniz, kutsal çizgiyi geçmenize izin verilmez. Kutsal çizgi şefin kulübesinin ana girişinden başlar ve kutsal ateşi geçerek sığır muhafazasının girişine doğru gider.
Duman banyosu
En dikkat çekici Himba özelliklerinden biri, kadınların yıkama için su kullanmasına izin verilmemesidir. Bu hem kendileri ve elbiseleri için geçerlidir. Yine, yaşlılara göre, bu, suyun az olduğu büyük kuraklıklara dayanıyor ve sadece erkeklerin yıkama amacıyla suya erişmesine izin veriliyor.
Derilerine kırmızı okra sürmenin yanı sıra, Himba kadınları kişisel hijyen sağlamak için günlük bir duman banyosu yaparlar. Küçük bir kase otlar (çoğunlukla yapraklar ve Commiphora ağaçlarının küçük dalları) için için yanan bir kömür koyacaklar ve dumanın yükselmesini bekleyecekler. Bundan sonra, tütün kabının üzerine eğilecekler ve ısı nedeniyle terlemeye başlarlar . Tam vücut yıkaması için, dumanın kumaşın altına sıkışması için kendilerini bir battaniyeyle kaplarlar.
