AktüelBilim ve TeknolojiGenel

Facebook Verilerimizle Ne Yapıyor? 

Paylaş

 Facebook Verilerimizle Ne Yapıyor? 

2004 yılında Mark Zuckerberg’in kurduğu Facebook kısa zaman içinde büyüdü ve dünyanın en çok kullanılan ağlarından biri haline geldi.Bu çabuk büyüme, güvenlik ihlalleri ve izinsiz veri kullanımı gibi bireylerin mahremiyetini yok eden ve gözetlenmelerine, verilerinin işlenip satılmasına imkan veren uygulamaları da beraberinde getirdi. Verilerin izinsiz kullanımıyla ilgili kamuoyuna duyurulan Cambridge Analytica Skandalı da bu uygulamalardan biriydi. 

Alexandre Kogan isimli veribilimcisi Facebook kullanıcılarının bilgilerini ele geçirmek için bir uygulama geliştirdi ve elde ettiği 80 milyon kullanıcıya ait veriyi Cambridge Analytica şirketine aktardı. Bu veriler çoğunlukla ABD vatandaşlarına ait verilerdi çünkü olayın meydana geldiği dönemde Başkanlık seçimleri yaklaşıyordu ve Cambridge Analytica bu verileri kullanarak ABD’nin 17 eyaletinde yaptığı online reklam kampanyaları sayesinde Donald Trump’ın zaferine katkıda bulundu. Şirketin ayrıca Hillary Clinton’ın Devlet Sekreterliği yaptığı dönemde devlet işleri için kişisel e-postasını kullandığının ortaya çıkması üzerine bu verilere eriştiği iddia edilimiştir. 

Görüldüğü üzere Facebook gibi ağ dinamiklerine sahip şirketlerin yapabilecekleri gözetlenme açısından yeni bir dönemi ifade ediyor. Büyük verinin oluşturulmasında kilit öneme sahip bu şirketlere herhangi bir sızma yapmadan dahi analizler çıkarmak mümkündür. Birçok kullanıcı kişisel bilgilerini, ne gün nerede bulunduğunu, nasıl giysiler tercih ettiğini gönüllü olarak paylaşmakta ve gözetlenmeye bilerek ve isteyerek açık hale gelmektedir.  

Teşhircilik trendinin uyanışı ile bağdaşan bu tüketici davranışı reklam, veri analizi, istihbarat, yasadışı izleme faaliyetlerinde bulunan kişi ve kurumların işlerini kolaylaştırmaktadır ve gelecekteki insan neslini daha bağımlı ve kolay yönlendirilebilir hale getirmektedir. Bu veri izleme aktivitelerinin en güçlü propaganda aracına dönüştüğü ve kolaylıkla toplumuotoritenin istediği biçimde karar almaya zorladığı tartışmasızdır.  

Harold Lasswell konuyla ilgili “Toplum çıkarlarının en iyi yargıcı bizleriz. Bu yüzden, sıradan ahlaki değerlere göre de onların, kendi yanlış kararlarına dayanarak harekete geçmelerine fırsat tanımamalıyız. Günümüzde, totaliter yada askeri olarak tanımlanan yönetimlerde bu oldukça basittir. Kafalarının üstünde bir copu hazır bekletirsiniz ve yoldan çıktıkları taktirde onu kafalarında parçalarsınız. Ama toplum, daha özgür ve demokratik bir hale dönüşmüşse bu gücü kaybedersiniz.  

Bu nedenle artık propaganda tekniklerine yönelmek zorundasınız.”6 diyerek bir şekilde demokrasinin var olduğu ülkelerde bu türden bir propagandanın önemini ve baskı kurmak için gerekliliğini ifade etmiştir. Askeri rejimde sopa neyse, demokratik rejimde de propaganda odur. Bu propaganda internetin hakim olduğu gözetim toplumunda da kişiselleştirilmiş reklamlar olarak karşımıza çıkacaktır. 

Toplumuzda Gözetim 

Fonksiyonel bir gözetim toplumunun çoktan gerçekleşmiş olduğunu göstermek üzere etrafımızı sarmış olan gözetleme araçlarından ve kurumlarından bahsetmek ve bunların canlı bir tasvirini yapmanın gerekli olduğuna inanıyoruz. Bu yüzden bireyin günlük yaşamında karşı karşıya bırakıldığı durumları aktarmak için hikayeleme yöntemine başvuracağız. 

Hikayemizin ana karakteri Türkiye’nin metropollerinde İstanbul’da yaşayan başka kimsede bulunmayan Esat Tarciyem isminde bir vatandaş olsun. Esat bir günde gözetimin araçlarıyla nasıl temas ettiğini görelim. 

09.00’da kişisel bilgilerini kullanarak üye olduğu bir online radyo uygulamasının kaldırma hizmeti Esat’ı uykusundan uyandırdı. Esat uyku sersemliğinden kurtulabilmek için birkaç dakikanın geçmesini bekledi. Akıllı saatinden bu gece ne kadar uyuduğunu ve uykusunun ne kadar kaliteli olduğunu okudu. Akıllı telefonuna indirdiği bir uygulama aracılığıyla kullanımı mümkün olan bu saatin kullanım şartlarını alışkanlığı üzere okumamıştı. (Terms and Conditions May Apply adlı belgeselin yapımcılarına göre çeşitli internet sitelerinin kullanım şartlarını okumak için her yıl 180 saat gerekmektedir.)7 

Kullanım şartları içinde diğer birçok sosyal ağda olduğu gibi Esat’ın kişisel verilerinin kullanımı için izin isteniyordu. Akıllı saatin üreticileri bu verileri bir ilaç firmasına satarak gelir elde ediyordu. İlaç firması bu sayede araştırma masraflarından kar ediyor ve deneklere para ödemek zorunda kalmıyordu. – Akıllı saatiyle uyuyan herkes firmanın doğal bir deneği haline gelmiştir.-  

Esat’ın bir sonraki işi yine bir akıllı ev eşyası olan buzdolabına gidip su içmek olacaktı fakat buzdolabında su kalmadığını gördü. Bunu buzdolabının kapağını açmaya gerek dahi duymadan yaptı. Buzdolabı içindekileri gösteriyordu. (Nesnelerin İnterneti hayatımızda giderek daha fazla yer kaplamaktadır. Bütün ev eşyalarımız “akıllanmakta” ve internetle bağlı hale gelmektedir. Bu durumda George Orwell’in 1984 romanında tasvir ettiği gözetleyen ve denetleyen ekran artık her ev eşyası olabilecektir.)

Buzdolabı ayrıca dünyanın önde gelen yazılım firmasının işletim sistemini kullanıyordu ve bu sistem, bulut depolama hizmeti de sunan önde gelen bir arama motorunun kullanıcı hesabıyla aktif hale getirilebiliyordu. Bu da Esat’ın buzdolabına erişebilenlerin onunla ilgili birçok bilgi ve belgeye sahip olabileceğini göstermektedir.

Böylelikle karşısına ona özel reklamlar çıkarılabilecektir; kullanıcıya bütün ağlarla bağlanmış olmanın sağladığı rahatlıktan istifade etmek isteyenlerin Esat’ın bilgilerini ona şantaj yapmak dahil birçok amaçla kullanabilmelerinin önü açılacaktır. Esat işler yolunda gittiği sürece bu durumdan rahatsız görünmemektedir. Toplumun geniş bir kısmının hali Esat’la aynı görünmektedir. Küresel servis sağlayıcıları bu her taraftan birbirine bağlı dünyayı çok önceden ön görüp şu sloganı ortaya atmışlardır: Tek Dünya, Tek İnternet. 

Esat kahvaltısını tamamlayıp akıllı telefonundaki bildirimleri kontrol etmeye başladı. Fotoğraf paylaşım uygulamasındaki herkese açık profilinde dün gece paylaştığı 24 saatlik fotoğraf 103 kişi tarafından görüntülenmişti. Esat biraz bu sayının azlığına biraz da daha çok “an” paylaşımı yapamadığına hayıflandı.  

Bu tür anlık paylaşımlara olanak veren uygulamaların, teknolojinin getirdiği devinim arttıkça ‘an’ların kaybolup yerine yenilerinin konulması için tanıdıkları süreyi kısaltmaları muhtemeldir. Bu süre bugün 24 saat olarak belirlenmiştir. Bundan iki sene sonra 12 saat, ondan 2 sene sonra 6 saat, ondan 2 sene sonraysa 1 saat diye sürüp gidebilir. Fakat buna hiç gerek dahi duyulmayabilir.

Çünkü canlı yayın yapabilme olanağı birçok sitede artık mümkündür. Canlı yayın bireyin devamlı görünürlüğünü sağladığından belli bir süre sınırı olan anlık paylaşımlardan ve fotoğraflardan daha tatmin edici olabilmektedir. Zaman içinde canlı yayınların sayısı artacak belki de dünya varlığı hiç kabul edilmemiş Prizma izleme sistemi gibi sistemlerin tek merkezden görebildiği kocaman bir televizyon stüdyosu halini alacaktır. Bu neredeyse maliyetsiz projenin üreticileri ise ayrı ayrı bireylerdir.  

Saat 11.30’a geliyordu. Esat dışarı çıktı ve kafasında bugün yapması gereken işleri planlamaya başladı. Bir süre sonra kafadan plan yapma işini çok yorucu buldu ve akıllı telefonunun takvimini açtı. Bu takvim de birçok telefon aplikasyonu gibi her yerde kullanılan tek hesapla bağlıydı ve planlaması yapılan her etkinlik takvim uygulaması dışındaki bu hesapla bağlı birçok uygulamada görülebiliyordu.

Ayrıca planlanan etkinliklerin adreslerine de erişim izni kullanıcı tarafından verilmiş olduğundan bu hesabı kontrol eden birinin Esat’ın neredeyse anlık olarak nerede bulunduğunu öğrenmesi pek zor olamazdı. -Üç veya dört lokasyon ve çevrimiçi davranış bilgisinden dahi kim olduğunuzla ilgili önemli ipuçları elde edilebilir.- Bu durumda Esat’ın sadece konum hareketlerinden kimliğini tespit etmek çok zor olmayacaktır. 

Esat öncelikle bankadaki işini halletmesi gerektiğini düşündü. İlerleyen yıllarda belki para fizikselliğini yitirip tamamen kripto ve elektronik sisteme geçilecektir ama şu an Esat’ın para yatırmak için ATM’ye kadar gitmesi gerekir. Esat ATM’ye ulaştı. Fakat banka kartını evde unutmuş olduğunu gördü.

Telaş yapmadı çünkü bankasının internet uygulaması sayesinde karekod okutarak kartsız işlem yapabilecekti. Bunun için internete bağlı olması gerekiyordu. Esat bu işleri yaparken biri ATM’nin tepe kamerası olmak üzere bankanın onu izleyen tam altı kamerası vardı. İşlemi sorunsuz bir şekilde gerçekleştirdikten sonra minibüse binip şehir merkezine doğru yol aldı.  

Minibüste üç tane kamera vardı. Biri ön camda yolu görüyor, diğer ikisi minibüsün içini gözetliyordu. Bu kameralar tüm minibüslerde zorunlu tutulmuş, kamerasını söken veya kamera taktırmak istemeyenlere 5 bin lira ceza uygulamaya konulmuştu. Gözetim mekanizması gözünü özel alan bırakmamak adına her yere dikiyordu. 

Şehir merkezi binlerce reklam panosu ve binlerce kamera barındırıyor ve bu haliyle kocaman bir elektronik çöplüğünü andırıyordu. Dev ekranlarda gelişmeler anında servis ediliyordu. Bu meydanda gerçekleşen bir olay anında bu ekranlara aktarılarak herkes kısa sürede haberdar edilebilirdi. Elektronik sinirlerden oluşan bir ağın merkezinde bilginin dolaşım hızı çok yüksekti.  

Esat bir kafede oturup içeceğini söyledi ve iş arkadaşını beklemeye koyuldu. O sırada kafenin internetine bağlanmaya karar verdi. Bunun için kimlik numarasını ve telefon numarasını paylaşması gerekecekti. Böylelikle sistem Esat için bir kod atayacak ve onun telefonuyla yaptığı her işlemi izleyebilecekti.

Esat bunun farkında olduğundan tarayıcılarda hiçbir arama yapmadı. Ancak bu yeterli bir önlem değildi çünkü sistem aramalardan, mesajlara, kamera kayıtlarından telefon rehberine her türlü bilgiye erişim sağlamakla yetkiliydi. Şüpheli kişilerden gelen ilgisiz bir elektronik posta dahi telefonunuzun 24 saat izlemeye alınması için yeterliydi. 

Esat’ın arkadaşı geldi ve yeni fotoğraf sergisi projesi için fikir üretmeye başladılar. Görüşme bir saat sürdü ve arkadaşı bu bir saat içinde birçok kez ağa bağlanıp sosyal sitelerden paylaşımlarda bulundu, bir ankete katıldı ve kahve kampanyasından yararlanmak için check-in yaptı.  

Esat’ın şimdi ofise gitmesi gerekiyordu. Arkadaşı onu özel aracıyla bırakmayı teklif etti. O sırada arkadaşı telefonuna bir bildirim geldiğini gördü. Onlarla aynı yöne giden birinin yolculuğu paylaşmak istediğini söyledi. Esat’ın buna bir itirazı yoktu. İnsanlar artık araçlarını daha  ekonomik kullanabilmek veya araçlarıyla gelir elde edebilmek adına yabancıları arabalarına buyur ediyorlardı. Bu riskli iş onların fırsat maliyetiydi.  

Yol boyunca yabancı birçok konudan söz etti ve ortak yönleri olduğunu hatta aynı sektörden olduklarını öğrendiler. Esat yolcuya kartının lup olmadığını sordu. Yolcu ise kart taşımadığını kendisine ulaşmaları için yolculuk uygulamasındaki kişisel bilgilerini onlar için açık hale getireceğini söyledi.  

Ofise ulaştığında saat 15.00’a geliyordu ve şimdiden çok yorulmuştu. Odasına gidip biraz uzanmaya karar verdi. Ofis bilgisayarının ekranına baktığında ofis çalışanlarından birinin kural dışı aktivitesinin raporunu bildiren bir uyarıyla karşılaştı. Çalışanlardan biri mesai saatleri içinde programda olmayan bir adresle görüntülü sohbete katılmıştı. Bu durum Esat’ın canını biraz sıktı. Prosedürlere göre çalışanın ifadesini alması ve durumu üstlerine bildirmesi gerekiyordu. Şimdilik konuyu daha sonra değerlendirmeye karar verdi.  

Esat uyandığında saat 16.30’a geliyordu. Dün sipariş ettiği kargoların gelmiş olduğunu ekranına gelen bildirimden öğrendi. Esat kargoları odasında açtı ve faturayı tarattı ve ödeme detaylarına ulaştı. O sırada kapı çalındı ve içeri bir çalışan girdi. Şirketin bu ayki reklam harcamalarıyla ilgili bir imzaya ihtiyacı vardı. Esat tablet ekranına imza attı. Bu sayede imzayı nerede ve hangi saatte attığı daha sonra görüntülenebilecekti. Şeffaflığı her alana yaymak hedef edinilmişti.  

Esat ofiste bir toplantıya katıldıktan sonra eve dönmek için yola çıktı. Taksi kullandı. Taksici taksilerdeki kameraların kullanımından açılan bir dava üzerine vazgeçildiğini anlattı yol boyunca. Mahremiyeti için savaşanlar da vardı. 

Yazar: Ahmet Yıldırım

Kaynak:

Noam Chomsky, Medya Denetimi

Eirik Lokke, Mahremiyet: Dijital Toplumda Özel Hayat

 

Tags: , , , ,
Koalalar Neden Çok Uyur?
Sigaranın Tarihi

En Çok Okunan

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Menü