AktüelKültür Sanat

Paketlenmiş Sözcükler; Euphemism

Paylaş

Kelimelerin İşlevi

Canlıların bilinen evriminden farklı olarak dillerin değişimi, insanların politik-kitlesel araçlarla doğrudan müdahalesine açıktır. Müdahalelerin amaçları çeşitlilik gösterebilir. Toplumların hafızalarını silmek-uzun vadede önüne konan ne varsa kabullenen, resmi ideolojilerin gölgesinde işlenen her eyleme boyun eğen sürüler yaratmak-, kısa vadede elde edilecek zaferler için propaganda yapmak, kendi devlet-parti terminolojisini oluşturmak, kendi medya kurumlarının imza niteliğinde söylemlerini yaratmak, toplumlar içinde birbirlerine düşman sınıflar oluşturmak, ezilmiş olduğunu düşünenlerin eksiklerini/ezikliklerini örterek taraftar edinmek, toplumca kınanan davranışlara farklı isimler bulmak bunlardan bazılarıdır.

Bu konuda örnekler bulmak konusunda hiç sıkıntı çekmeyeceğimize eminim. Dilin temel işlevi düşüncenin aktarımını sağlamak olduğundan konuşmalarımızda, edebiyatta, gazetelerde, TV’de görülebilecek bu pasif görünümlü tehlikeli değişmeler şüphesiz düşünüşleri etkiliyor. Dar kalıplara oturtulan, gereksiz kelimeler ilave edilerek söylenen, bilimsel terimlerin günlük konuşmaya karıştırılmasıyla ortaya çıkan, jargonlardan edinilen türlü ifadeler kafamızda kavramlar için farklı manalar oluşturmayı gerekli kılıyor. Entelektüel anlamda çok dengesiz bir zeminde duran Türkiye toplumu bu tür kesip biçme faaliyetlerinin farkındaysa bile bunları büyük bir iştahla kabul etmek eğilimindedir. Bu dengesiz zemini sözlü aktarım geleneğinin modern interaktif ortamlara uyumlu hale getirilmiş olmasından kaynaklı bir temelsizlik olarak ele alabiliriz.

Kelimeler Dönüşüyor

Gizlenmiş olanlara ortaya çıkarma dürtüsüyle yaklaşılabilir ancak zaten meydanda olanlar için bu söz konusu değildir. Günlük dildeki kelimelerin aslında sahip oldukları doğrudan anlamların farklılaştırılması bu yüzdendir. Kelimelerdeki değişimlerin kaynaklarına göre çeşitlilik gösterecek şekilde sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Gecekondu mahallesinin sakinlerinin oturduğu yerler “kaçak yapılaşma” olmuştur ve evleri yıkılmak yerine “kentsel dönüşüm projesine” dahil edilecektir. Zengin olmayan “varlıklı insanlar” için yapılacak eve benzeyen ama daha hoş bir tınısı olan “yaşam alanları” artık bu “dar gelirli” ama fakirlikten asla kırılmayan insanların yaşadığı yerde kurulacaktır. Dar gelirliler için “ekonomik” ürünlerin tanıtımı yapılır; böylelikle markete gidip ucuz ürünleri sormaktan çekinir hale gelirler, daha uygununu yada daha ekonomik olanını ararlar.

Deliler deli değildir; onların “kişilik bozuklukları” vardır, hiç olmazsa “akıl sağlığı yerinde değil”dir. Kapatıldıkları yerin adı tımarhane değil “akıl ve ruh sağlığı merkezi”dir. Gazeteler “şiddet mağdurları”ndan bahsetmektedir sürekli, dayak yiyenlerden değil. Biraz para yüzü görenler hemen evlerine hizmetçi alırlar, özür dilerim “yardımcı” demeliydim. Bu görgüsüz, kalitesiz burjuvalarca sokakları süpürmek utanılacak bir iş olduğundan çöpçülere de “temizlik işçisi” adı takılmıştır. Cahil demeye cesaret edemeyip “eğitimsiz” kelimesini kullanmaya başlamışlardır. Oysa cahil “bilmeyen” manasına gelir, eğitim almamış olan” değil. Her yaş grubu içinde aptallıktan mustarip bir çoğunluk bulunmasına rağmen çocuklardaki aptallık “öğrenme bozukluğu”, “dikkat eksikliği” olarak adlandırılmaya başlanmıştır.

Euphemism Nedir?

Böylece isimler yozlaştırılmakta ve anlamsal buhranlar ortaya çıkmaktadır. Kelimelerin akla getirdikleri artık daha dolaylı ve yumuşak hale gelmektedir. Buna batıda “euphemism” adı verilmektedir. Örtmece olarak Türkçeleştirilen euphemism Eski Yunanca “iyi şekilde konuşmak, iyisini söylemek” kökünden gelmektedir. Antik Yunan’da da şimdi olduğu gibi adları yumuşatmışlar, hücreye “oda” cellada “kamu adamı” demişlerdir. Adların yumuşamasının gerçekleri de yumuşatacağı düşünülmektedir, en azından bunun yeterince ikna edici olduğu doğrudur. Ayrıca sosyal hayatı daha katlanılır yapmaya ve kırıcı olmamaya yarayabilmektedir.

Euphemism Örnekleri

Bazı işler için aranan niteliklerden biri olarak “prezantabl” maddesi vardır, şüphesiz böyle bir maddenin olması daha az dürüst olduğu gibi “çirkinler başvurmasın lütfen” demekten daha az kırıcıdır. Yine çirkinlikle ilgili geçmişte uygulamaya konulmuş bazı yasalar olduğu bilinmektedir.

Günümüzde engelli manasına gelen “disabled” kelimesinin dahi yanlış bir tabir olduğunu bunun yerine “differently abled” yani “farklı şekilde yetenekli” demek gerektiği savunulan ABD’de “çirkin yasaları” olarak da bilinen bu yasalar çirkin yada tiksindirici olacak şekilde hastalıklı, sakat veya bir yeri kesik olanların toplum içine çıkmasını yasa dışı kabul ediyordu. Aynı şekilde “nigger” kelimesine de değinmek gerekir.

Afrika kökenli siyahların Amerika’daki varlıkları kölelikle başladığından, bu kelime aşağılamak için değil sadece siyah ırktan olanları tarif etmek için kullanılsa dahi toplumsal hafızaya aşağılayıcı olarak kazındırılmıştır. Beyazların zenci olarak Türkçeleştirilen “nigger” kelimesini hakaret olarak kullandıkları şüphesizdir; beyazlar arasında “zenci kadar cahil”, “zenci gibi güvenilmez” gibi tabirlerin olduğu, beyaz annelerin çocuklarını uslu olmazlarsa onları yaşlı zenciye vermekle tehdit ettikleri bilinir.

Bu kelime için Amerikalılar yakın zamanda “N-word” tabirini kullanmaya başlamışlardır. Benzer şekilde köleliğin ve köle ticaretinin yaygın olduğu Osmanlı’da siyah ve beyaz köleler arasında ayrım yapıldığı bilinmektedir ancak siyah özgürlük hareketleri yaygınlık kazanmadan parçalanan ve ardılı olarak kurulan Cumhuriyet’te geniş bir siyah popülasyonun bulunmadığı İmparatorluk’ta “zenci” kelimesinin aşağılayıcı olup olmadığı yönünde bir kamusal bildiri yapılmamış, emsal oluşturacak bir mahkeme kararı verilmemiş ve toplumda yankı bulan bir siyah-beyaz çatışması yaşanmamıştır.

Buradan da anlaşılabilir ki kelimelerin kaderleri de siyasi yada toplumsal otorite tarafından yönetilmektedir. Siyasi durum neyi öngörüyorsa o doğrudur. Politik doğruculuk/doğruluk da denen bu mekanizma çoğunlukla Amerikan Liberalizmi’nin bir ürünüdür. Politik olarak doğru davranmak yada politik doğruculuk yapmak aslında sadece politik olmak demektir.

Bu tür çabaların cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllardaki çabalardan aslında bir farkı yoktur. Bu aslında bir haklılık ve kendini varlığını doğrulama çabasıdır. Elbette devlet aklının yaptığı bazı kabahatleri kabul etmesi beklenemez çünkü doğrudan kurucu kadroları bu işlere dahil olmuştur. Herhangi bir şekilde kabullenme yoluna gitmek kendi devlet varlığının ve meşruiyetinin sorgulanmasına yol açacaktır.

Ülkemizde Euphemism

Cumhuriyet kendi terminolojisini oluşturmak adına dil kurumu kurmuş, amacı bilim insanlarının uluslararası nitelikte çalışmalar yapması ve faaliyetlerini akademik olarak örgütlemek olan, neredeyse bir asır içinde bir etimolojik sözlük dahi çıkaramamış bu kurum özdilci çabalarla garip “sözcük”leri dolaşıma sokmuştur. Batıya bakışları ilkel bir tekil “uygarlık” algısı seviyesinde olan kemikleşmiş ideolojinin herkesten Türkçe konuşmasını ancak onu da kendilerinin tasarladıkları biçimde konuşmasını istemeleri normal karşılanmalıdır. Bu tür “ulusalcı” yöntemler sürekli işlenen temadır.

Özgürlük nasıl ki onu gerçekten arzulayanlar için aforizmalardaki havalı tanımlarıyla yada kitlelerin sloganlarıyla yada tarihte savaşları galip tamamlayanların laflarıyla ifade edilecek soyutlukta değilse ve kendi gerçeklikleriyle ve kendi kelimeleriyle ifade edilmeye yatkınsa onun kilidini elinde tuttuğunu sananlara da bir o kadar uzak ve yabancıdır. Kelimeleri düşünceleri karşılıklı olarak aktarmak ve anları taze tutmak için kullanmak, sistemin deformasyonuna maruz kaldıklarında, kirli yayınlarına ve propagandalarına malzeme olduklarında ciddiye almamak gibi gayretler de özgürlük için önemlidir. Kelimeler genelde fark edilmese de çok etkilidir ve değiştirme gücüne sahiptir.

Yazar: Ahmet Yıldırım

Tags: , , , , , ,
Ellerinizi Ne Zaman Ve Nasıl Yıkamalısınız
World Wide Web 31 Yaşında!

En Çok Okunan

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Menü