Siyaset

Türkiye Avrupa Birliği İlişkileri

Paylaş

AB Türkiye İlişkileri

Avrupa Birliği’nin Oluşum ve Genişleme Aşamalarına Kısa Bir Bakış

Avrupa Birliği tarafından imzalanan geri kabul anlaşmalarının temeli 1950’liyılları işaret ediyor olsa da, esas olarak, 1990’lı ve 2000’li yıllarda Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ve 3. ülkelerle imzalanan anlaşmalar AB sınır güvenliği açısından önem taşımaktadır.

Kaynak ülke vatandaşları ile 3. ülke vatandaşlarının AB topraklarına yönelen göç hareketlerinden Birliği korumak adına bir politika aracı olarak kullanılan geri kabul anlaşmalarının AB tarafından oldukça önemli görülmesi fazlasıyla normaldir.

Aday ve komşu ülkeler ile imzalanarak AB ülkelerine ulaşan vatandaşların yahut üçüncü ülke vatandaşlarının kaynak ve transit ülkeye geri kabulünü zorunlu hale getiren anlaşmaların esas amacını, AB’ye yönelmiş olan yasa dışı göç akımlarının kontrol edilmesi olarak ifade etmek yanlış olmayacaktır.

Birlik güvenliğinin önemini sıklıkla vurgulayan AB üyesi devletler, mevcut güvenliğin bozulmaması, hatta daha da sağlamlaştırılması adına, aday ve komşu devletlerle yapacakları geri kabul anlaşmalarına büyük oranda önem vermişlerdir. Kaynak ve Transit ülkeler için riskli sonuçlar doğurması fazlasıyla muhtemel olan geri kabul anlaşmalarının imzalanması tüm kişiler ve devletlerden ziyade AB’nin yararını gözetmektedir.

Geçmişten günümüze türkiye-ab ilişkileri

Ülke çıkarını ve güvenliğini her şeyin önüne koyan Birlik, anlaşmanın imzalanması sürecinde diğer imzacı devlette bir takım değişim ve dönüşümlerin yaşanması gerekliliğini ön plana koymaktadır. Bir ülkeyle yürütülen vize serbestisi diyaloğu, bahsi geçen ülkeyle imzalanacak geri kabul anlaşmasının doğru bir şekilde yürütülmesinin yanı sıra imzacı karşı ülkenin gerçekleştirmesi gereken reformları içeren bir süreçle de sıkı sıkıya bağlıdır.

Türkiye Avrupa Birliği

Yönetim ve ülke içi güvenlikle ilişkili başlıklara atıf yapan yol haritasında ele alınan reformların göstereceği özellikler ve bu özelliklerin yoğunlukları her ülke için özel olarak hazırlanmaktadır. Hükümetler tarafından yol haritasına uyum sağlama adına gerçekleştirilen eylemler AB uzmanları tarafından incelenmektedir ve bu inceleme sonucunda imzacı devlete vize serbestisi tanıyıp tanımamanın uygunluğu hususunda karar verilmektedir.

Geri Kabul Anlaşması

Geri kabul anlaşması imzalanacak devlete sağlanacak yardım ve imtiyazları ön plana çıkaran reformlar ve yol haritası sürecinde izlenen adımlar, diğer bir ifadeyle genel anlamıyla geri kabul anlaşmasının sağladığı ve sağlamayı vadettiği şeyler, AB’nin iç güvenliği açısından yararlı görülmesi muhtemel reformlar ve adımlardır.

Birlik ile sağlanacak olan vizesiz ziyaret başlığı ve finansal yardımlar, ileri vadede Birlik mensubu olabilme hayali ile imzalanan geri kabul anlaşmaları, ekonomik ve sosyal kayıplarını asgari seviyeye indirmek isteyen AB’nin elini diğer ülkelere karşı güçlendirmektedir.

Diğer devletlerin sosyal ve maddi olarak yaşayacağı ve büyük sorun, uyumsuzluk ve riskleri de beraberinde getirebilecek olan imza sürecinde diğer devletleri ikna eden kısım ise, AB’nin elini güçlendiren ve yukarıda sayılan araçlardır. Özellikle 90’lı yıllardan bu yana Birlik topraklarına yönelik artarak devam eden bir göç dalgasına maruz kalan Avrupa Birliği, iç ve sınır güvenliğini koruyabilmek adına geliştirdiği politikaları çeşitli araçlar vasıtasıyla uygulamaktadır.

Geri kabul anlaşmaları, AB topraklarını yasa dışı göçten korumak adına kullanılan en etkili dış politika araçlarından biridir ve özellikle yukarıda bahsi geçen yıllardan bu yana sıklıkla kullanılmaktadır. Anlaşmayı imzalayan diğer devlet açısından, devlete sunulacak olan imtiyaz ve destekler cazip görünse de, anlaşmayı imzalayarak yüklenilen sorumlulukların getireceği maddi ve sosyal yüklerin sonuçları fazlasıyla olumsuz olabilmektedir.

Çalışmanın bundan sonraki kısmını oluşturacak olan Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması incelendiğinde de karşımıza sıklıkla çıkacak olan AB tarafından sağlanması vaat edilen imtiyaz ve yardımları daha doğru değerlendirebilmek amacıyla, bu bölümün başında, AB’nin bahsi geçen adımları neden etkin bir araç olarak kullandığına değinilmiştir.

İlişkilerin geri kabul anlaşması ile çerçevelenecek boyutunun inceleneceği bu bölüme temel oluşturması bakımından, çalışmanın bu başlığını takip eden kısmında, Avrupa Birliği’nin oluşum süreci ve Türkiye ile AB ilişkilerin tarihi oldukça kısa biçimde incelenecektir.1.2.

Türkiye İle Avrupa Birliği İlişkilerinin Tarihi

Ortaklık İlişkisi

Avrupa Birliği tarafından imzalanan geri kabul anlaşmalarının temeli 1950’liyılları işaret ediyor olsa da, esas olarak, 1990’lı ve 2000’li yıllarda Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ve 3. ülkelerle imzalanan anlaşmalar AB sınır güvenliği açısından önem taşımaktadır.

Kaynak ülke vatandaşları ile 3. ülke vatandaşlarının AB topraklarına yönelen göç hareketlerinden Birliği korumak adına bir politika aracı olarak kullanılan geri kabul anlaşmalarının AB tarafından oldukça önemli görülmesi fazlasıyla normaldir.

Aday ve komşu ülkeler ile imzalanarak AB ülkelerine ulaşan vatandaşların yahut üçüncü ülke vatandaşlarının kaynak ve transit ülkeye geri kabulünü zorunlu hale getiren anlaşmaların esas amacını, AB’ye yönelmiş olan yasa dışı göç akımlarının kontrol edilmesi olarak ifade etmek yanlış olmayacaktır.

Birlik güvenliğinin önemini sıklıkla vurgulayan AB üyesi devletler, mevcut güvenliğin bozulmaması, hatta daha da sağlamlaştırılması adına, aday ve komşu devletlerle yapacakları geri kabul anlaşmalarına büyük oranda önem vermişlerdir.

Kaynak ve Transit ülkeler için riskli sonuçlar doğurması fazlasıyla muhtemel olan geri kabul anlaşmalarının imzalanması tüm kişiler ve devletlerden ziyade AB’nin yararını gözetmektedir. Ülke çıkarını ve güvenliğini her şeyin önüne koyan Birlik, anlaşmanın imzalanması sürecinde diğer imzacı devlette bir takım değişim ve dönüşümlerin yaşanması gerekliliğini ön plana koymaktadır.

Bir ülkeyle yürütülen vize serbestisi diyaloğu, bahsi geçen ülkeyle imzalanacak geri kabul anlaşmasının doğru bir şekilde yürütülmesinin yanı sıra imzacı karşı ülkenin gerçekleştirmesi gereken reformları içeren bir süreçle de sıkı sıkıya bağlıdır.

Yönetim ve ülke içi güvenlikle ilişkili başlıklara atıf yapan yol haritasında ele alınan reformların göstereceği özellikler ve bu özelliklerin yoğunlukları her ülke için özel olarak hazırlanmaktadır. Hükümetler tarafından yol haritasına uyum sağlama adına gerçekleştirilen eylemler AB uzmanları tarafından incelenmektedir ve bu inceleme sonucunda imzacı devlete vize serbestisi tanıyıp tanımamanın uygunluğu hususunda karar verilmektedir.

Geri kabul anlaşması imzalanacak devlete sağlanacak yardım ve imtiyazları ön plana çıkaran reformlar ve yol haritası sürecinde izlenen adımlar, başka bir deyişle genel anlamıyla geri kabul anlaşmasının sağladığı ve sağlamayı vadettiği şeyler, AB’nin iç güvenliği açısından yararlı görülmesi muhtemel reformlar ve adımlardır.

Türkiye Avrupa Birliği giriş süreci

Birlik ile sağlanacak olan vizesiz ziyaret başlığı ve finansal yardımlar, ileri vadede Birlik mensubu olabilme hayali ile imzalanan geri kabul anlaşmaları, ekonomik ve sosyal kayıplarını asgari seviyeye indirmek isteyen AB’nin elini diğer ülkelere karşı güçlendirmektedir.

Diğer devletlerin sosyal ve maddi olarak yaşayacağı ve büyük sorun, uyumsuzluk ve riskleri de beraberinde getirebilecek olan imza sürecinde diğer devletleri ikna eden kısım ise, AB’nin elini güçlendiren ve yukarıda sayılan araçlardır.

Özellikle 90’lı yıllardan bu yana Birlik topraklarına yönelik artarak devam edendir göç dalgasına maruz kalan Avrupa Birliği, iç ve sınır güvenliğini koruyabilmek adına geliştirdiği politikaları çeşitli araçlar vasıtasıyla uygulamaktadır. Geri kabul anlaşmaları, AB topraklarını yasa dışı göçten korumak adına kullanılan en etkili dış politika araçlarından biridir ve özellikle yukarıda bahsi geçen yıllardan bu yana sıklıkla kullanılmaktadır.

Anlaşmayı imzalayan diğer devlet açısından, devlete sunulacak olan imtiyaz ve destekler cazip görünse de, anlaşmayı imzalayarak yüklenilen sorumlulukların getireceği maddi ve sosyal yüklerin sonuçları fazlasıyla olumsuz olabilmektedir.

Çalışmanın bundan sonraki kısmını oluşturacak olan Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması incelendiğinde de karşımıza sıklıkla çıkacak olan AB tarafından sağlanması vaat edilen imtiyaz ve yardımları daha doğru değerlendirebilmek amacıyla, bu bölümün başında, AB’nin bahsi geçen adımları neden etkin bir araç olarak kullandığına değinilmiştir.

İlişkilerin geri kabul anlaşması ile çerçevelenecek boyutunun inceleneceği bu bölüme temel oluşturması bakımından, çalışmanın bu başlığını takip eden kısmında, Avrupa Birliği’nin oluşum süreci ve Türkiye ile AB ilişkilerin tarihi oldukça kısa biçimde incelenecektir.

Türkiye Avrupa Birliği Üyelik İlişkisi

Türkiye-AB üyelik ilişkisi, ana hatlarıyla, “üyelik başvurusu”, “aday devlet statüsü” ve “üyelik müzakereleri” olmak üzere üç döneme ayrılarak incelenecektir.

Bu çerçevede, Türkiye ilk olarak, bir yandan ortaklık ilişkisi geçiş döneminde bir gümrük birliğinin tesisine doğru ilerlerken; diğer yandan AB’ye üyelik başvurusu yapma tercihinde bulunmuştur. Türkiye – Topluluk ilişkileri,1970’ler ve 1980’lerde Türkiye’de ve dünyada yaşanan ekonomik ve siyasi krizler nedeniyle tıkanmalar yaşamış, hatta durma noktasına gelmiştir.

1983 genel seçimleri ile yeni bir eşikten atlayan Türkiye, Turgut Özal başbakanlığında Avrupa Toplulukları ile ilişkileri yeniden canlandırmayı öncelikli bir hedef olarak belirlemiştir. Bu doğrultuda, Türkiye 14 Nisan 1987 tarihinde Topluluklara tam üyelik başvurusunda bulunmuştur.

Bu girişim, Türkiye’nin, işlevini tam olarak yerine getiremeyen ortaklık rejimi çerçevesinde Topluluklara katılmayı beklemeden tam üyelik için başvuru yapmak zorunda kaldığı şeklinde yorumlanmaktadır.

Türkiye’nin gümrük birliği yükümlülüklerini 1995 yılı sonu itibariyle tamamlamasını müteakip 1 Ocak 1996 tarihi itibariyle gümrük birliğine geçilmiştir (1/95 OKK md. 65/1) İkinci olarak, Türkiye, özellikle ortaklık ilişkisinde gümrük birliğinin tesisi ile son döneme girmişken, AB’den aday devlet statüsü almayı beklemiştir.

Genişleme için önem arz eden 1997 tarihli Lüksemburg Zirvesi’nde adaylık statüsü alma beklentisinde olan Türkiye, bu Zirve’den çıkan kararlarla adaylık statüsü verilen 12 ülke arasına dâhil edilmemiştir (Lüksemburg Zirve Sonuç Bildirgesi, para 23-36).

Türkiye’nin katılım sürecinden bu şekilde dışlanması üzerine dönemin Türk hükümeti AB ile siyasi ilişkileri dondurma kararı almıştır. Türkiye’nin verdiği bu tepki sonrasında, adaylığı 1999 tarihli Helsinki Zirvesi’nde tescil edilmiştir. AB, Aralık 2004 tarihli Brüksel Zirvesi’nde ise, Türkiye ile katılım müzakerelerine 3 Ekim 2005 tarihinde başlama kararı almıştır.

Üçüncü olarak, Türkiye, hâlihazırda AB ile üyelik müzakereleri yürütmektedir. Katılım müzakerelerinin başladığı 3 Ekim 2005tarihinden bu yana, 16 fasıl müzakereye açılmış ve bunlardan biri (Bilim ve Araştırma–25) geçici olarak kapatılmıştır.

AB üyesi devletlerin, siyasi mülahazalarla fasılların açılmasını bloke etmeleri müzakerelerin önünü tıkayan temel nedendir. Genişleme sürecinin temel iki konusunu teşkil eden “Yargı ve Temel Haklar–23” ile “Adalet, Özgürlük ve Güvenlik–24” fasıllarının müzakerelere açılması bilhassa önem arz etmektedir.

Müzakere sürecinin canlandırılmasını sağlamak amacıyla, başta söz konusu iki fasıl olmak üzere “Enerji– 15”, “Eğitim ve Kültür–26”, “Dış, Güvenlik ve Savunma Politikası–31”fasıllarının açılmasına öncelik verilmektedir. Bu çerçevede, 29 Kasım 2015 tarihli Türkiye – AB Zirvesi’nde, yeni fasılların açılmasına yönelik hazırlık çalışmalarının hızlandırılması kararlaştırılmıştır. Bugün Türkiye, ilişkilerdeki tüm iniş–çıkışa rağmen, AB üyeliğini stratejik bir tercih olarak görmeye devam etmektedir.

Yazar: Enver Aytuğ Yıldırım

Kaynak:

Akçalı, E.(2004). Avrupa Birliği’nin Kıbrıs Politikası, Kıbrıs Ve Geleceği. Ankara, s.199-200.

Çakmak, H.(2007). Türkiye Avrupa Birliği İlişkileri, Ankara: Platin Yayınları, s.65.Ekinci, a.g.e., s.13-15.

Ekinci, M. (2016). Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması ve Vize Diyaloğu. İstanbul: Siyaset,

Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı, s.13-15
Tags: , ,
Microsoft Teams Arka Plan Değiştirme
Büyük Selçuklu İmparatorluğu

En Çok Okunan

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Menü