Daha çok öykü ve romanlarıyla ün kazanmış Sabahattin Ali, şiirleriyle de Türk edebiyatına büyük katkıda bulunmuştur. Sabahattin Ali’nin şiirleriyle alakalı en ilgi çekici detay ise yapısı nedeniyle bestelenmeye çok müsait olmasıdır.
20 den fazla şiiri bestelenmiş ve bestelenen bu şiirlerin bazılarının ünü şiirin önüne geçmiştir. Bu yazımızda bestelenen şiirlerinden en çok üne kavuşanları listeleyeceğiz;
1. Mahpushane Türküsü şiiri, Kerem Güney bestesi, Edip Akbayram parçası Aldırma Gönül.
Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma
Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma
Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz dibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma
Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah’a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül, aldırma
Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Ceza yata yata biter
Aldırma gönül, aldırma
2. Leylim Ley şiiri, Zülfü Livaneli tarafından bestelendi ve aynı isimle yayınlandı.
Döndüm daldan düşen kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni kır beni
Götür tozlarımı burdan uzağa
Yarin çıplak ayağına sür beni
Aldım sazı çıktım gurbet görmeye
Dönüp yare geldim yüzüm sürmeye
Ne lüzum var şuna buna sormaya
Senden ayrı ne hal oldum gör beni
Ayın şavkı vurur sazım üstüne
Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne
Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni
Yedi yıldır uğramadım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil yüreğine sor beni
3. Yine beste ve güftesi Zülfe Livaneli’ye, şiiri Sabahattin Ali’ye ait bir parça. Sinop cezaevinde kaleme alınmış. 41 yıllık ömrünün bir kısmını hapishanelerde geçirmek durumunda kalan şairin, bazı şiirlerinin teması da bu yönde olmuş.
Sene 1341 mevsime uydum
Sebep oldu şeytan bir cana kıydım
Katil defterine adımı koydum
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Sen üzülme anam dertlerim çoktur
Çektiğim çilenin hesabı yoktur
Yiğitlik yolunda üstüme yoktur
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Çok zamanlar çektim kahrı zindanı
Bize de mesken oldu Sinop’un hanı
Firar etmeyilen buldum amanı
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Sinop kalesinden uçtum denize
Tam üç gün üç gece göründü Rize
Karşıki dağlardan gel oldu bize
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
Bir yanımı sardı müfreze kolu
Bir yanımı sardı Varilcioğlu
Beşyüz atlıyılan kestiler yolu
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz
4. Kız Kaçıran şiiri, bestesi Ahmet Kaya
Dağlar dik, çeşmeler kuru
Yarimin benzi çok sarı
Ölüm var, dönülmez geri
Yürü yağız atım yürü…
Dağlar geçilmiyor kardan
Aman yok candarmalardan
Ayrılamadım bu yardan
Yürü yağız atım yürü…
Yarim bu gece yoruldu
Kaçırdığıma darıldı
Bak daha sıkı sarıldı
Yürü yağız atım yürü…
Nasıl titriyor korkudan
Kaldırdım onu uykudan
Sesler geliyor doğudan
Yürü yağız atım yürü…
Peşime düştü takipler
Boynumu bekliyor ipler
Zeybekler seni ayıplar
Yürü yağız atım yürü…
5. Hapishane Şarkısı 1 , Volkan Konak bestesi Göklerde Kartal Gibiydim ismiyle yayınlandı.
Göklerde kartal gibiydim
kanatlarımdan vuruldum
mor çiçekli dal gibiydim
bahar vaktinde kırıldım
yâr olmadı bana devir
her günüm bir başka zehir
hapishanelerde demir
parmaklıklara sarıldım
coşkundum pınarlar gibi
sarhoştum rüzgarlar gibi
ihtiyar çınarlar gibi
bir gün içinde devrildim
ekmeğim bahtımdan katı
bahtım düşmanımdan kötü
böyle kepaze hayatı
sürüklemekten yoruldum
kimseye soramadığım
doyunca saramadığım
görmesem duramadığım
nazlı yârimden ayrıldım
6. Çocuklar Gibi şiiri Ali Kocatepe tarafından bestelendi Nükhet Duru tarafından seslendirildi.
Seneler sürer her günüm,
Yalnız gitmekten yorgunum;
Zannetme sana dargınım,
Ben gene sana vurgunum.
Başkalarına gülsem de,
Senden uzakta kalsam da,
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sanavurgunum.
Dağları aşınca başım,
Geri kaldı her yoldaşım,
Gerl sevgilim, gel kardaşım,
Ben gene sana vurgunum.
Gönlüm seninkine yardı,
Aynı şeyleri duyardı;
Ayaklarımız uyardı…
Ben gene sana vurgunum.
7. Melankoli Şiiri Ali Kocatepe tarafından bestelendi. Nükhet Duru tarafından yorumlandı.
Beni en güzel günümde
Sebepsiz bir keder alır.
Bütün ömrümün beynimde
Acı bir tortusu kalır.
Anlıyamam kederimi,
Bir ateş yakar derimi,
İçim dar bulur yerimi,
Gönlüm dağlarda bunalır.
Ne kış, ne yazı isterim,
Ne bir dost yüzü isterim,
Hafif bir sızı isterim,
Ağrılar, sancılar gelir.
Yanıma düşer kollarım,
Görünmez olur yollarım,
En sevgili emellerim
Önüme ölü serilir…
Ne bir dost, ne bir sevgili,
Dünyadan uzak bir deli…
Beni sarar melankoli:
Kafamın içersi ölür.