Bilim ve TeknolojiFelsefe

Pozitivizm Nedir? Pozitivizmin Tarihsel Aşamaları

Paylaş

Fr. positivism; Alm. positivismus; Ing. positivism; Osm. felsefe-i ilmiye; Tr. pozitivizm, olumculuk, olguculuk.

Pozitivizm Nedir?

Pozitivizm genel olarak modern bilimi ve olgular dünyasını ele alan; deney yoluyla bilgi edinilemeyecek olan metafizik, teoloji, batıl inanç gibi konuları dışlayan görüştür.

Pozitivizmin Alanı:

Pozitivizm, 19. YY’da kurgusal felsefenin (Alman idealizminin) felsefi sorunları çözemeyişine tepki olarak doğmuştur. Varlık, cevherler, nedenler gibi yüksek soyut anlamlar içeren kavramların yani deney yoluyla çözülemeyecek olan bütün sorun, kuram ve önermelerin yanıltıcı ve anlamsız olduğunu söyler.pozitif insan resimi

Pozitivizme göre dünya hakkında yani doğa bilimleri tarafından sağlanan bilgi dışında hiçbir bilgimiz olamaz. Bu nedenle insan bilgisinin, bilimin ve fenomenlere ilişkin sistematik araştırmanın sınırlarını aşması söz konusu değildir.

Pozitivist bakış açısıyla; felsefeye düşen, bilimin ulaştığı sonuçların sentezini yapmak ve sistemleştirmektir. Dolayısıyla felsefenin, doğa bilimlerinin sağladığı bilgilerinin derinine inmek ve mutlak bir bilgi aramak gibi bir gayesi olmamalıdır, yanıtlanamayan sorular cevapsız bırakılmalıdır.

Pozitivist düşüncenin kökleri Rönesans’a kadar uzansa da terimi ilk kez kullanan ve geliştiren sosyolojinin kurucusu ve aynı zamanda bir filozof olan Auguste Comte olmuştur.

Bir sosyolog olarak Comte, bilgiye erişmek için üç farklı aşamalardan geçildiğini iddia etti. Bilimsel evreden önce dini bir dünya görüşü ve metafizik bir dünya görüşü vardı.

Comte, pozitivist yöntemin ‘nihai nedenleri’ hedef almaması gerektiğini dile getirdi. Pozitivizm, bilginin araçlarının birbirine ne şekilde bağlandığına odaklanmalıdır. Bilim adamları bu korelasyonları basitçe yorumlayabilirler. İnsanlığın bilgisi ne aşamada olursa olsun nispeten doğru olabilir. Bu nedenle Heinrich Hertz’den Ernst Mach’a 19. yüzyılın sonlarındaki bilim felsefecileri bu konu üzerine tartıştılar.

Pozitivizmin Tarihsel 3 Aşaması:

Pozitivizm, tarihsel yönden üç evreden geçerek gelişir:

  • Sosyoloji temelinde pozitivizm: Pozitivizmin ilk evresinde başlıcalıkla sosyolojiye yer verilmiş; bilim felsefesi, siyaset ve din görüşleri üzerine de temellendirilmiştir. Comte ilgili görüşlerini 1830-1842 arasında oluşturduğu Olumlu Felsefe Dersleri’nde açıklamış daha sonra 1844’de yayımladığı Olumlu Düşünce Üzerine Konuşma’da geliştirmiştir.
  • Ampiriokritisizm: İkinci evrenin ortaya çıkışı 1870’lere ve 1890’lara uzanır. Dönemin filozoflarından March ve Avenarius, ilk pozitivizme kıyasla gerçek somut nesnelerin biçimsel olarak tanınışını dahi reddetmişlerdir.
  • Yeni pozitivizm: Üçüncü evrenin ortaya çıkıp oluşması Viyana Çevresi ile Berlin Bilimsel Felsefe Derneğinin etkinliklerine bağlıdır. Dil, simgesel mantık, bilimsel araştırmaların yapısı vb. felsefi sorunları elen alan üçüncü pozitivizmin temsilcileri mantığı matematikle bağdaştırmıştır.

Pozitivist İlkeler Nelerdir?

  • Bilimsel yöntemin araştırma mantığı tüm bilimlerde aynıdır. (doğa bilimleri ve sosyal bilimler)
  • Bilimin amacı açıklamak ve tahmin etmektir.
  • Bilimsel bilgi test edilebilir olmalıdır. Araştırma sadece ampirik yollarla kanıtlanabilir. Araştırma çoğunlukla tümdengelim mantığı üzerine olmalıdır. Tümdengelim test edilebilecek ifadeler ortaya koymayı sağlar. Bir akıl yürütme biçimi olarak tümdengelimde ele alınan teori hipoteze yol açar ve bu da kanıtların araştırılmasına imkan tanır. Araştırma, duyular aracılığıyla gözlemlenebilir olmalıdır. Saf inanç yoluyla veyahut tek başına argüman yeterli olmaz.
  • Bilim sağduyudan uzaktır. Bilim adamları, sağduyularının araştırmalarını etkilemesine izin vermemeye özellikle dikkat etmelidir.
  • Bilim, mümkün olduğu kadar tarafsız olmalıdır. Bilimin nihai amacı, araştırmaya katılanların sahip olduğu herhangi bir politik, ahlaki veya değerden bağımsız olarak bilgi üretmektir. Bilim, mantıkla değerlendirilmeli ve ideal olarak evrensel koşullar üretmelidir.
  • Deney, bir ifadeyi her zaman ve her yerde doğrulayabilmelidir.

Pozitivizmin Materyalizmden Farkı Nedir?

Materyalistlerin aksine pozitivistler, birincil bir töz hakkında herhangi bir iddiada bulunmazlar. Materyalistler maddi bir tözü öncelerken pozitivistlerde böyle bir öncül töz ortaya konmaz. Duyular aracılığıyla edindiğimiz verilerin olduğunu ve edinilen bu verileri yorumladığımızı varsayarlar.

Pozitivistler için üç boyutlu maddi bir dünya fikri ise, yalnızca günlük yaşam deneyimlerini ele almak üzere iyi bir model sunabilir. Örneğin astronomi, böylesi bir modele uygun görünmüyor. Astronomi ele aldığı konuyu tutarlı bir şekilde gözleme imkanı olmadan karmaşık verilerle aydınlatma uğraşı içerisindedir. Pozitivist ilkeler gereği farklı bir model düşünmeleri kaçınılmaz görünüyor. Ernst Mach gibi 20. yüzyılın başlarındaki pozitivistler, en iyi modelin en “ekonomik” model olduğunu, yani hesaplamalarda ve tahminlerde en iyi kullanabileceğimiz model olduğunu söylediler.

Tüm fiziksel yasaların yararlı ancak göreceli olabileceği fikri Auguste Comte’a kadar uzanır. Comte, tüm teorilerin göreceli doğru olduğunu ve Isaac Newton’un evrensel çekim yasasının bile kesinlikle sosyal bir sözleşmeden başka bir şey olmadığını söyledi. Yeni veriler bizi daha iyi bir teori bulmaya zorlayana kadar doğru olarak kabul edilebilir.


DAHA FAZLA OKU: Matematik İnsan İcadı mıdır Yoksa Keşif mi Edilmiştir? 


Mantıksal Pozitivizm Nedir?

20. yüzyılın başlarında Viyana’da Moritz Schlick tarafından ele alınan ve Ludwig Wittgenstein tarafından genişletilmiş önemli bir gelişmeydi. Mantıksal pozitivistler, doğruluğu veya yanlışlığı kanıtlanamayan ifadelerin hiçbir anlam ifade etmediğini savundular.

Mantıksal pozitivistler için yalnızca önermenin doğruluğu veya yanlışlığının kanıtlanabilir olması önemli değildi. Ayrıca kanıtlanabilirliği olmayan bu önermelerin anlamsız olduğunu söyleyecek kadar iddialıydılar. Dolayısıyla “Tanrı vardır.” veya “Tanrı yoktur.” gibi ifadeler doğru ya da yanlış olmayıp, kanıtlanamayacakları ya da çürütülemeyecekleri için anlamsızdır.

Comte Pozitivizmi

19. yüzyıl pozitivizmi veya “Comtean pozitivizmi” – öngörülebilir bir gelişmenin ana hatlarını içeriyordu. Dini bakış açısıyla tektanrıcılığın ilkel açıklamalarının ekseni değişmekteydi. Bu bakış açısının değişimi evrensel teori ve bilimsel uygulama olarak pozitivizme yol açacaktır. Comte’un pozitivist teorisi kültür tarihçileri arasında çok etkiliydi.

İlgiyle karşılanılan bu teorinin ardından Comte, tüm dinler için laik bir ikame olarak “insanlık dini” yaratmakta karar kıldı. Bu, bilimsel öncülleri benimsemeye hazır olan ancak ikame bir dinle ilgilenmeyen bilim adamları arasında ciddi bir tepkiye neden oldu.

Brezilya’da; Rio de Janeiro, Porto Alegre ve Curitiba‘da ve Paris’te insanlık dinine ait tapınakları ziyaret edebilirsiniz. Bugün hala 19. yüzyıl Comtean pozitivistleri tarafından inşa edilen tapınaklar varlığını korumaktadır. Londra’nın da pozitivist bir toplumu vardı.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’nin laikleşmesinin temeli olarak pozitivizme şiddetle ilgi duyuyordu. Atatürk, Auguste Comte’tan etkilenmiş ve pozitivist bir toplum yaratma gayreti içerisine girişmişti.

Pozitivizm terimi bugün artık seküler bir din inşasıyla bağlantılı değil, daha çok bilimsel bir yöntemi tanımlamak için kullanılıyor.


Yazar: Tuğrul Cenk DEMİRKIRAN

 

Tags: , , , , ,
Martin Luther King Kimdir? Benim Bir Rüyam Var
Dünyanın En Eski Sporu: Boksun Tarihi 

En Çok Okunan

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Menü